Sepin Sinanlıoğlu, Aralık 2022
Hülasa
Başkalarının aşina olmadığı, gizli saklı olmasa da dışarıdan kendini pek belli etmeyen en belirgin özelliğiniz nedir?
Umberto Eco, Louvre Müzesi’nde listelerden oluşan bir serginin küratörlüğünü yaparken “Liste kültürün kökenidir,” demişti. “O, sanat ve edebiyat tarihinin bir parçasıdır. Kültür ne ister? Sonsuzluğu anlaşılır kılmak. (…) Ve insan sonsuzlukla nasıl yüzleşir? Kişi anlaşılmaz olanı nasıl kavramaya çalışır? Listeler aracılığıyla.*
Benimki, listeleme sevdam.
Beş bin yıl önce insanlar liste yapmak için yazıyı icat etti: Mezopotamya’daki en eski yazı sistemleri besi hayvanlarının listesini kil tabletlere kaydetmek için tasarlandı.*
Yazının icadının zirai ya da ticari başka bir faaliyete dair de olsa liste tutmaya bağlanması beni pamuk helva pembeliğinde mutlu ediyor. Çünkü ben de Sümerliler gibi listelerin insanıyım. Hayatımı listelerim üzerine kurarım, uçan balon hayallerimi listelerim marifetiyle iplerinden tutar yere indiririm.
Edebiyat hayalde kurgulananın dille ifade edilmesine yönelik zihinsel bir gayrettir; amma velakin hayal alemi yazının zenginliğiyle bile karşılanamaz. Dil bu konuda yazarın elinin altındaki en güçlü kaldıraçtır, yazı ancak dil maharetiyle hayale yaklaşır. Liste, ister ex-ante ister ex-post hikâye olsun, hayalin temel taşıdır. Botanical Shakespeare hayaller ve listeler arasındaki bağa işaret eden harika bir kitaptır; eserlerindeki çiçekleri, meyveleri, nebatatı, ağaçları, tohumları ve otları listeleyerek Shakespeare’in hayalleri ve metinleri arasında kurduğu bağı okurun önüne inci gibi dizer. (Güzel haber: Kitap fuarında yayınevi ilk satın aldığım andan itibaren Türkiye’de de benzeri yapılsa diye hop oturup hop kalktığım bu kitabın muadilinin Yaşar Kemal için yapıldığını müjdeledi.)
Listeye dair bir endeks çıkarırken sözlükleri hele etimolojik sözlükleri atlamak olmaz. Okulunda konuları sözcük kökenleri üzerinden işleyen Stephen Jenkinson, dili animist ruhun mırıltısı, etimolojik sözlükleri ise hikâyeler olarak tanımlar. Liste sözcüğünün hikâyesini Türkçe etimolojisinde aramak abesle iştigal ama yine de Nişanyan’ın Çağdaş Türkçenin Etimolojisi sözlüğüne danıştım. Karşısında: “∼ Fr liste 1. bordür, şerit 2. şerit halinde yazılı dişi ∼ Ger *listön şerit, kenar” yazıyordu.
Aradığımı İngilizcede buldum. İngilizce etimolojisi* sözcüğün içinde saklanmış hikâyeyi açık ediveriyordu:
liste, i. haz, neşe, keyif†
liste, i. kumaş şeridi
liste, i. kulak†
liste, i. yara izi†
liste, i. renk şeridi†
liste, i. dövüş arenası
liste, i. geminin yan yatması
liste, i. bir dizi isim, rakam, kelime ya da benzerlerinden oluşan katalog
liste, i. uzun bir parça tahta†
liste, i. belirli bir yayımcı tarafından yayımlanan kitapların başlıkları
†Bu tanımlar artık geçerliliğini yitirmiş olsa da listless (neşesiz), listel (ince pervaz) ve listen (dinlemek) gibi kelimelerde varlıkları hissedilmektedir.
Liste deyip de geçmemek lazım!
Yapılacak işler, çocuklar, yazı konuları, podcast konuları, yeni iş fikirleri, kişisel işler, roman fikirleri, finansal işler, okunacak kitaplar, yazdığım kitaplarla alakalı işler, gidilecek doktorlar, evin hiç bitmeyen usta ve tamirat işleri, kitapların yurtdışı telif işleri, çocukların okul işleri, çocukların doktor işleri, benim kırk bin bakımı doktor işlerim, yeni kitap fikirleri, yemek, pazar, takviye ilaç listeleri, ekip toplantısı için haftalık iş listeleri ve pek tabii ki çalma listelerim… (Fark ettiyseniz listelerimin listesini yaptım.) Aklınıza gelecek her türlü konuda muntazam listelerim, bu listeler için de defterlerim ya da dijital dosyalarım var. Sözcük listesi defteri, epigraf listesi defteri, çiçek listelerim için botanik defteri vb. Bazı listelerim dijitaldir, bir Excel dosyasında listenin ana maddeleri için sayfalar, o sayfalarda ana maddenin alt başlıkları konuşlanır. Bazen o alt başlıklardan biri sayfaya terfi eder, bazense ayrı bir Excel dosyasına. Liste maddeleri arasında hiyerarşi yoktur. Yer değişikliği sebebiyle hiçbir madde diğerine gönül koymaz, kendi aralarında gül gibi geçinir giderler.
Kendimi bildim bileli listeler yaparım. Ailede bir liste mevzusu hâkim ama listeleme merakımın membaı babam sanırım; “okurken borçlandığı isimler”i sıraladıkları da dâhil çok sayıda listesi, listeleri için defterleri vardı. Annemin listeleri mutfağa dairdi; alışveriş listeleri, menüler, babamın ölümü sonrası ise evin gider listeleri… Ablam Aysan’la o ergen ben çocukken şiir ve şarkı listelediğimiz ortak defterlerimiz vardı, bazıları hâlâ duruyor.
Liste tutarken listenin başlığını dikdörtgen içine alır, her ana maddenin başına numara işareti (#) koyarım. Bunları kurşun kalemle yaparım. Listede bir işlevi kalmayan maddeleri cetvel maharetiyle çizdiğim iki çizgiyle azat ederim. Bunu mavi dolma kalemle yaparım. Liste yapmak benim için başlı başına bir ritüeldir.
Listenin paradoksu ve belki de hazzı hem sonlu hem de sonsuz olmasıdır. Her öge münferittir ancak liste bağlantıya, dolayısıyla kategoriye işaret eder. Ögeler ne kadar başka olursa işaret edilen kategori o kadar geniş olur. Ta ki sınırları hayal gücümüzün hudutlarına yaklaşana dek.*
Liste alelade bir yeni çağ ritüeli değil kadim bir hayal gücü ritüelidir. Orhan Pamuk’un Kara Kitap’ındaki Bölüm İki: Boğaz’ın Suları Çekildiği Zaman listelemenin edebiyattaki en güzel örneklerindendir. Yazarın hayal gücü boğazın sularının çekildiği zaman göreceklerimizin listesine kitapta bir bölüm ayırtmıştır. Listeleme edebiyatta hayal dünyasının yazıya aktarımı için en elverişli tekniklerden biridir.
Keep reading with a 7-day free trial
Subscribe to PostaPoetika to keep reading this post and get 7 days of free access to the full post archives.