PostaPoetika

PostaPoetika

Share this post

PostaPoetika
PostaPoetika
Posta Poetika # 18

Posta Poetika # 18

Sepin & Mahir & Töre's avatar
Sepin & Mahir & Töre
Dec 30, 2023
∙ Paid
27

Share this post

PostaPoetika
PostaPoetika
Posta Poetika # 18
2
Share

Sepin Sinanlıoğlu

Görünen (ve PostaPoetika’dan iyi seneler!)

“Tepeden Görme Etkisi” astronotların dünyayı uzaydan görmeleri sonucunda yaşadığı her şeyle artan bağlantı hissine işaret eder. Dünyayı uzaydan bizzat deneyimlemenin bazı belirgin ortak yönleri saptanmıştır; güzelliğin takdir edilmesi ve algılanması sonucunda hissedilen yoğun duygular ve diğer insanlarla ve dünya ile artan bir bağlantı hissi gibi.

1980'lerde birçok astronotla görüştükten sonra “tepeden görme etkisi” terimini türeten, The Overview Effect: Space Exploration and Human Evolution (Tepeden Görme Etkisi: Uzayın Keşfi ve İnsanın Evrimi) adlı kitabın yazarı Frank White, aynı kitapta “Tepeden Görme Etkisi’ni üç sözcükle özetlemiştir:

Gerçek

Genel Bakış Etkisi bizi yüzeydeyken duyularımızın bize gerçeği söylemediği gerçeğiyle yüzleştirir. Kendimizi, göklerin başımızın üzerinde döndüğü sabit bir platformda yaşıyormuş gibi hissederiz. Aslında evrende yüksek bir hızla hareket eden bir uzay gemisinde yaşıyoruz. Biz “uzaya gitmiyoruz”. Zaten uzaydayız, her zaman uzaydaydık ve her zaman uzayda olacağız.

Aşk

Astronotlar bana, sıklıkla Dünya'yı uzaktan ilk gördüklerinde ağladıklarını ya da uçuştan sonra bir anı tetiklendiğinde ağladıklarını söylüyor. Mekik ve ISS Astronotu Jean-Francois Clervoy, Dünya'yı kozmosun derin karanlığına karşı görmekle ilgili şunları söylerken bunu çok iyi ifade etti: “Onu seviyorsun; eşini ya da çocuklarını sevdiğin gibi onu da sevme duygun var; gezegenini seviyorsun.”

Kimlik

Pek çok astronot, Dünya'yı uzaktan gördüklerinde önce memleketlerini, sonra eyaletlerini, daha sonra da kendi ülkelerini aradıklarını belirtiyor. En nihayetinde, bir insan olarak, bir Dünyalı olarak gerçek kimliklerinin, Apollo Astronotu "Rusty" Schweickart'ın ifadesiyle "tüm bu şeylerle birlikte" varolduğunu fark ediyorlar.

Türkçedeki tam karşılığı “(bir şeye) kör gözünü çevirmek/döndürmek” olan İngilizce “to turn a blind eye (to something)” tabirinin hikâyesi, 1801 senesinde Büyük Britanya ile Danimarka - Norveç donanmaları arasında meydana Kopenhag Muharebesi'nde Amiral Nelson'ın, teleskobunu kör gözüne dayamasına gider. Amiral Nelson böyle yaparak komutanı Sir Hyde Parker'ın gemisinden gelen çekilme emrini görmediğini iddia etmiş ve savaşı kazanmıştır. Hayatta içimizi ve dışımızı Amiral Nelson misali görmezden gelmelerimiz çoktur, teleskobu ya da mikroskobu kör gözümüze dayadığımız. Lakin onun kadar şanslı mıyız emin değilim, çünkü görmemek gerçekle bağımızı zayıflatır.

En son İrlandalı yazar Paul Lynch’in (46) 2023 Booker Ödülü’nü alan distopik romanı Prophet Song’u* (Peygamber Şarkısı) okudum. Booker Ödülü, her yıl, orijinal olarak İngilizce yazılmış ve Birleşik Krallık ve/veya İrlanda'da yayımlanmış bir romana veriliyor. Dublin’de geçen “Prophet Song,” İrlanda Cumhuriyeti hızla totaliterliğe kayarken ailesini kurtarmaya çalışan dört çocuk annesi biyolog Eilish Stack'in mücadelesini anlatıyor. İki polis memurunun, öğretmenler sendikasının liderlerinden kocası Larry'yi aramak için bir gece ansızın kapıya dayanmasıyla başlayan olay örgüsü, Eilish’i, sırayla kocasının, komşularının, iş arkadaşlarının, büyük oğlunun ve son olarak ortanca oğlunun yani teker teker bütün sevdiklerinin kaybolduğu yeni bir gerçekliğe götürüyor.

Keep reading with a 7-day free trial

Subscribe to PostaPoetika to keep reading this post and get 7 days of free access to the full post archives.

Already a paid subscriber? Sign in
© 2025 PostaPoetika
Privacy ∙ Terms ∙ Collection notice
Start writingGet the app
Substack is the home for great culture

Share